Alisher Navoi'ye ithaf edilen gecenin 9 Şubat Senaryosu

Alisher Navoi'ye ithaf edilen gecenin 9 Şubat Senaryosu

Konu ve bunların kısa bir açıklaması: Öğretmenin gereksinimleri Öğrenci ve velilerin gereksinimleri
Hedefler ve beklenen sonuçlar:
Eğitim amacı: A. Navoi'nin yaşamına ve çalışmasına giriş. Arılardan alınan parçaların anlamlarını açıklar. Atanmış rol metinlerini ve şiirsel dizeleri ezberleyin ve anlamlı bir şekilde gerçekleştirin.
Çocukların rolleri ve şiirleri ezberlemelerine yardımcı olmak. Etkileyici şiir okuma becerilerini geliştirmek. Bir yazarın sözlerini efsanelerdeki kahramanların sözlerinden ayırt etmeyi öğretmek
Eğitim amacı: Büyük alimlere, eserlerine ve yaşamlarına ilgi uyandırmak, onlara bir gurur duygusu aşılamak. Alisher Navoi'nin yaşamına ve çalışmalarına artan ilgi. Daha fazla bilgi arayarak yaratıcı çalışma hazırlayın
Gelişimsel amaç, Hazreti Navoi'nin hayatında meydana gelen zorlukları tanımaktır. Eski yer adlarına giriş. Dostluk ve ihanetin kıskançlık ve açgözlülük yoluyla insanlara zarar verebileceği ve iyiliğin, nezaketin ve bilgeliğin her zaman geçerli olacağı anlayışını geliştirmek. Etkinlikten sonra öğrenciler kendileri için gerekli sonuçları çıkarabilecek ve gelecekte çok yönlü bir nesil haline gelebileceklerdir.

1-b Herat toprağında büyümek,
"Kuş dili" yolu aydınlattı,
Yılların tozundan kurtulan,
Navoi dedeleri, harika insanlar.

2-b Kaç yıl geçti hala hatırlıyorsun.
Gazze'nin elinde padişah sensin.
Bilim bahçıvanı, Navoi dedesi,
Gazel Sultan Alişer dedem.

1-b Merhaba sevgili misafirler. Bugünkü etkinlik, büyük atamız Alisher Navoi'ye adanmıştır.
Her yıl 9 Şubat'ta büyük ecdadımızın doğum gününde Taşkent'teki Milli Park'a ve Shaykhantahur semtindeki sokağa dikilen heykellerin eteğine çiçek koymak güçlü bir gelenek haline geldi.

2-b Şair ecdadımıza neden bu kadar saygı ve hürmet gösteriyoruz? Eserlerini tekrar tekrar yayınlayıp geniş kitlelere tanıtacak mıyız? Bunun temel nedeni, Hazreti Alisher Navoi'nin ülkemizin geçmişinde, bugününde veya gelecekte en büyük şahsiyeti olmasıdır. Milletimizi dünyanın en medeni ve aydın milletlerinden biri, dünya edebiyatının en büyük şahsiyetlerinden biri haline getirdiler.

Öğrenci: Alisher saray ortamında yaşadığı için özel yetiştirilme ve gözetim altında büyüdü. Alimler çemberindeydi. Dönemin ünlü şairi Qasim Enwar 3-4 yaşında bir şiir okuyarak konukları şaşırttı. Beş yaşında okula gönderildi. Geleceğin Sultanı Hüseyin Boykaro ile çalıştı.

Alisher'in annesi

Alisher'in annesinin nasıl bir kadın olduğunu bilmiyorum.
Belki aklını da hayrete düşüren bir dönemdi.
Belki gözlerinde ağır bir rüya.
Belki üzgün bir insandır, belki mutlu bir kadındır.
Belki de en büyük çocuğu için topladığı çiçekler.
Belki gecelerin anlattığı masallar onu uyandırdı.
Kim olduğu önemli değil, tek bir kelime şu anlama geliyor:
Alisher'in annesi, Navoi'nin annesi.

KAFA VE KILIÇ (sahne)

Yazar: Alisher Navoi ve Hussein Boykaro, gençliklerinden beri yakın arkadaşlar ve birlikte okula gittiler. Öğretmenleri çok zeki bir adamdı.
Bir gün müritlerinin zihinlerini, neyle ilgilendiklerini bilmek istedi. İkisine de kafa ve kılıcın resmini çizdi ve onlardan bir yorum yazmalarını istedi.
Öğretmen: - Bu resimlere yorum yapın.
Alisher: - Konuşmak büyük bir onur.
Kim yapamazsa, o bir inci.
Dört incinin incisi,
Yedi gök takımyıldızı ul.
Hüseyin: Kılıcı övüyorum ve dövüş hakkında ilahiler söylüyorum.
Öğretmen, "Yorumları dinledikten sonra gökyüzüne baktı, Alisher'deki parlayan güneşi ve Hüseyin Mirza'ya kara bulutu gösterdi. Alisher'e 'Aferin!' Dedi.
Hüseyin: Usta, beni ödüllendirmeyi unuttun.
Öğretmen: Prens'e Bakmak:
"Bir vodarig ödülün var." Kafa, aklın sembolüdür ve insanlara hizmet eder. Kılıç ise akla direnir ve kafaya bir "vodarig" felaketi getirir.

1-b Alişer Navoi Türk dünyası edebiyatının en ünlü temsilcisidir. Çünkü hiç kimse bu dilin ve edebiyatın gelişmesine onun kadar hizmet etmemiştir. Navoi'nin eseri Türk edebiyatının zirvesidir. Çünkü ondan önce hiç kimse bu dilde bu kadar çok ve bu kadar çok yazmamıştı (Babur).

2-b Navoi, tüm Türk halklarının en büyük şairidir. Çünkü kendilerini Çin'den Horusan'a yayılan Türk "kabilelerinin" şairleri olarak görüyorlardı. Bu sayede milletin ekonomik, siyasi ve manevi kalkınmasında büyük bir etkiye sahip oldular.

DONO "SAVDOGAR" (sahne)

Yazar: Navoi, babasının ölümünden sonra Semerkant'a gitti ve bir medresede okudu. Pek çok zorluklar görerek çalışmalarını bitirdi ve memleketine döndü. At sırtında, yürüyerek, bir yerlerde yaşlı bir adamla tanıştı.
Alisher Navoi kendini büyüttü ve babasının çobanını tanıdı.
Çoban: Bu bir rüya mı yoksa rüya mı? Deb. Hemen kemerini çözdü ve ekmeğe süt ikram etti.
ALisher: Bunlar kimin koyunları?
Çoban, "Oğlum, bütün bu koyunlar senin. Sen oradayken babanın bıraktığı sığırlar herkesin elindeydi." Dedi. Baban yaşamı boyunca bana 200 koyun verdi. Bu koyun sayısı şu anda 700'den fazla buzağıdır. Onun yerine babanızın vasiyetini bıraktığım için mutluyum ve şimdi bu koyunları size emanet ettim.

Alisher: - Baba, sen de bir çocuksun, bu 200 koyunu hizmetin için al!
Koyunların geri kalanı pazara sürüldü ve koyunlar şişman oldukları için alıcılar tarafından kuşatıldı.
İnsanlar: Ne kadar para?
Alisher: - Koyunlarımı krediyle satıyorum. Parayı kralın öldüğü gün vermen şartıyla. Benim durumuma alışkın olanın birer birer önderlik etmesine izin verin!
Kralın sarayı.
Casus: Ey dünyanın kralı, bugün genç bir adam pazara geldi ve krediyle 500 koyun dağıttı. Kralın öldüğü gün ölmenizi diliyor.
Kral öfkelendi ve "Git o kaleleri bana hemen getir" dedi.
Elini arkasından bağladılar ve Alisher'i kralın önüne getirdiler. Kral, çocukluk arkadaşı Alisher Navoi'ye baktı.
Kral, "Halka neden bu kadar çok koyun verdiniz?" Dedi. Neden benim ölümüme ihtiyacın oldu?
Alisher: - Arkadaşım, ben hiçbir şey yapmadım. Kral olduğunu duyduğumda koyunları yağmaladım. Yine de verebilirdim. Bununla birlikte, bazı insanlar ücretsiz mallara karşı temkinli. Bu yüzden kralın öldüğü gün koyunlara para vereceğinizi söyledim. Şimdi koyunları alan kişiler, “Kralımız ölmesin. Kral öldüğünde tüccarın parasını heba edeceğini söyleyerek size hayat diliyorlar.
Hüseyin: Aferin dostum, bugünden itibaren Bakan olarak atanacaksın!
RAQ'lar

1-b Hüseyin Boykaro, devlet işlerinde Navoi'nin zekasına ve sadakatine güveniyordu. Büyük şaire "amiri kabir" (büyük emir), "amirul mugarrab" (krala en yakın emir) unvanları verildi. Herat, bakanlığı sırasında bir refah ve kültür dönemiydi.

2-b Kurak topraklara su getirerek, eski kanalları temizleyerek, yeni kanallar kazarak Büyük Emir'in kendisi öncülük etti. Özellikle Hüseyin Boykaro'nun gücünün güçlendirilmesine, ülkede barışın sağlanmasına, Timurluların taht mücadelesinin engellenmesine vesile olmuştur.

Alisher Navoi'nin bilge sözleri

1. Hayatınızı boşa harcamayın, çalışın,

   İş yerinde mutluluğun anahtarını bilin.

2. Donau stop kelimesini bir efsane olarak bilin,

   Dünya denizindeki kelimeyi bilin.

3. Başını feda et,

   Bedeni bir sadaka ano kaşığı yapın.

   Gece gündüz parlayan ışık,

   Biri ay, diğeri güneş.

4. Hak yolunda, sana küskünlükle mektup öğreten,

   Bin ganjla dönmek kolay değil.

5. İyiliği dahil etme,

   İyiliği çok çalışarak boşa çıkarmayın.

6. Ilm Navoi, amacını bil,

   Öğrendim, uygula.

1-b Alişer Navoi, "Khamsa"yı ilk Türkçe olarak 1438 yılında yazmış ve çok kısa bir sürede - iki yıl içinde beş büyük destandan oluşan "Khamsa"yı yazmayı bitirmiştir. Bilim ve yaratıcılık insanları bu olayı büyük bir sevinçle karşıladılar. Abdurahmon Jami Navoi "Khamsa"yı övdü. Hüseyin Boykaro, büyük şairi beyaz atına bindirdi, ona bindi ve Herat sokaklarında dolaştı.
"Khamsa" çalışması hakkında

"Hayrat ul abror" (İyi İnsanların Şaşkınlığı) adlı eserin ilk destanı felsefi, ahlaki ve eğitici bir eserdir. 3988 bayt uzunluğunda olup, 63'i önsöz, 21'si deneme, 20'si öykü ve benzetmeler ve son ikisi bölüm olmak üzere 20 bölümden oluşmaktadır.
Şair, makalenin ilk dizesinden itibaren inancın insan hayatındaki, insanlığın özündeki yerini tanımlar.
“Dünyada kim bir adamı eritir,
İlmin alâmeti O'na imandır."

"Khamsa"nın ikinci destanı "Farhod ve Şirin" destanıdır. Boyut 5782 bayt. Destanda olay insanı arındırır, iyiliğe götürür, kendini tanıtır, kemâl niteliklerini geliştirir. Destan aynı zamanda Navoi'nin mükemmel bir adam hakkındaki hayallerini ve düşüncelerini de ifade eder.
Bahçede yangın çıktı,
Yani, biliyorum, acıtıyor.

Leyla ile Mecnun, Hamsa'nın üçüncü destanıdır. Önceki destanda olduğu gibi onda da dünyevi aşkın ilahi aşka bağlılığı güzel sanatsal ifadesini bulur. Özbek edebiyatı bu destanla şu temaya başlamıştır:
Türkçe anlattım
Bu tarzın hikayesini anlattım.

"Sab'ai Sayyar" destanı yedi iklimin kralı Bahrom'un kaderine ışık tutuyor.
Navoi, işinin olaylarını anavatanı Horasan Movarunahr'ın hayatıyla ilişkilendirmeye çalıştı. Aynı zamanda bu ünlü hikayeye bir Türk ruhu verdi.
Kral mülkü açarsa,
Yüz mahalle kan dökmek haksızlıktır.

Hamsa'nın kapanış destanı Saddi Iskandariy, dünyanın en ünlü isimlerinden biri olan Jahangir Iskandar'a adanmıştır.
"Saddi Iskandariy" destanı hacim bakımından en büyük eserdir. 89 bölümden ve 7215 bayttan oluşur.
"İskender"in ünlü olduğunu duydum,
Chu, dünya insanları için bir komgordu.

2-b Navoi'nin kral altında artan prestiji, halkı umursamayan Majididdin liderliğindeki saraydaki bir grup yetkiliyi alarma geçirdi. Kralın adil emirini gözden uzak tutmanın bir yolunu aramaya başladılar ve başardılar. Şair, 1487-1488'de Astrobod valisi olarak atandı ve başkentten uzaklaştırıldı.

Hangi bıçak kralın? (faliyet alani, sahne)

Çin-Mohin kralından bir elçi Hüseyin Baykara'ya geldi.

Büyükelçi şunları söyledi: “Padişahımız Ekselanslarına iki bıçak gönderdi. İkisi de senden hangisinin aynı sapa, aynı bıçağa sahip olduğunu, hangisinin krala, hangisinin bakana ait olduğunu söylemeni istiyor.
Padişah, nazırlarını çağırmış, onlara sormuş ama cevap bulamamışlar.
King: -Arkadaşım Mir Alisher oradayken bu kadar insanı toplama zahmetine girmedik. Böyle bilge bir adam sürgüne gönderildi ve benim günüm senin gibi aptallara kaldı.
Başbakan: - Olampanoh, fazla yakma. Bir değil, kırk bakanınız var. Bize zaman tanıyın, inşAllah, durumunuzu hafifletmek ve yediğimiz tuzu haklı çıkarmak için.
Kral, "Yoksa üç gün olacak ve bu üç gün içinde bıçakların kime ait olduğunu öğrenmen senin için daha iyi olacak, yoksa saçlarını parçalara ayıracağım" dedi.
Bakanlar istişarede bulundular ve Mir Alişer'e gittiler.
Bakan: - Yani Herat şehrinde bu sorunu çözebilecek bir bilge yok, artık bütün umutlar sende. Kendine yardım etmezsen, mahvoluruz.
Alisher Navoi: Aksi halde. Şimdi saraya geri dön ve bir yerde ateş yak. İki bıçağı da ısıtıyorsunuz ki bıçaklardan biri terlesin, diğeri terlemesin. O terli bıçak çok kullanılmadığı için padişaha aittir. Bir tanesi bakana ait çünkü bakanın bıçağı çok denendi.
Bakanlar kralın huzurundadır.
Kral, "Buldun mu?" dedi.
Bakan: - Evet efendim, bulduk! Bıçaklar ateşte toplanmalıdır ve ateşte terleyen bıçak krala, terlemeyen ise bakana aittir.
Kral, "Söyle bana, sana mı geldi yoksa sana biri mi öğretti?" dedi.
Bakanlar: - Kendimiz bulduk efendim!
Kral, "Neden bana söylemeden üç gün istedin?" dedi. Bu 3 gün içinde sarayda tek bir kara parçası görmedim. Görünüşe göre bilge bir adam arıyor ve tavsiye istiyorsun. Çok iyi biliyorum ki, gün içinde kafanızda bir lamba arasam, tek bir keten beyin bulamazsınız! Hala benimle dalga mı geçmeye çalışıyorsun?!
Yaşlı bakan şunları söyledi: Açıkçası o gece bir rüya gördüm ki rüyamda ak sakallı, kahverengi cübbeli bir piru yanıma gelip "Merak etme bıçakların kime ait olduğunu bulmak kolay değil" demiş cümleleri öğretmişti. .
Kral, "Yalanların için seni asacağım. Bana doğruyu söyle!" dedi.

Bakan: - Bunu Mir Alişer'e sorarak öğrendik.
Sultan dedi ki: Bu senin durumun, onun hakkında dedikodu yapmana izin veren. Yabancıları dinleyerek arkadaşımın kalbini kuş gibi inciten salaksın. Şimdi gidip Mir Alisher'den özür dileyip onu saraya getireceğim ve ona krallığımızın mübarek mührünü vereceğim.
Bahru baytı.

Ara sıra uykusunda konuşmaya gülen bilge bir adam
Kahkaha yüzünden kimin sözü lofu puchak ise.

Zulüm yolunu görmezden gelen,
Kızgınsa, uzak bilgisi annesinin ortaya çıkması anlamına gelir.

Bu kadar çok şey görmüş yaşlı bir adamın bu kadar uzun süre kar görmesi garip.
Jomi Jamshiddir dili, İskender'in kalbinin aynasıdır.

Kamil insanın gözleri hala Hizr'in pınarıdır,
Sonsuzluğun suyunu bulan, sonsuzluğu bilir.

Hayatımın geri kalanını hayranlar arasında geçireceğim,
Bu benim ahdimdir, ahdim dünyanın neresinde?

Hayranları keder içinde göğüslerine düştü,
Hayatının fedakarlığı, keder üstüne kederdi.

Meslekten rahatsızsanız amacınız saf incidir.
Balon Mardi'nin avucunda.
RAQ'lar

1-b Hazreti Mir Alişer bütün enerjisini ve zekasını halka, Vatanın hizmetine, ilim, edebiyat ve sanatın gelişmesine adamıştır. Ölümsüz eserleri, dünya halkları için manevi bir gıda olmuştur. Alisher Navoi bizimle olmasa da sonsuza kadar kalbimizde yaşıyor. Özbek halkı, büyük düşünür Gazel hanedanının padişahı Mir Alişer Navoi ile gurur duyar ve onu tüm kalbiyle sever.

2-b Ölürsem mezarımı buraya yapmayın,
İndir elit vücut figürü benimdir.
Oturun, halkım,
Vücudumu göle koy.

İşte büyük dedemize adanan gecemizin sonu. Onlar hakkında ne kadar çok konuşursak, o kadar az olur. Eserleri bizlere ahlak, nezaket, bilim, vatan sevgisi ve saygısı, dile saygı, öz farkındalık aşılamaktadır.